Taner'in Aklından Geçenler...

Evliliklerinin İlk Zamanlarıydı...


Taner anlam veremiyordu.


Bir şeyler yanlış olmalıydı. Yatakta ne yaparsa yapsın Seda’nın tepkileri çok az değişiklik gösteriyordu.


Seda’nın bütün erojen bölgelerini uyarıyor, ritmi hızlandırıp yavaşlatıyor, farklı pozisyonlar deniyordu.


Ama ne yaparsa yapsın Seda’dan aldığı tepkiler basit bir Ahhhh… sesinden öteye geçmiyordu.

Zamanla kendisini suçlamaya başladı.


Yeterince iyi değildi çünkü. Eğer yeterince iyi olsaydı Seda’nın çığlıklar içerisinde orgazm olması gerekirdi. Ama bu hiç olmadı.


Zamanla deneyeceği pek bir şeyin kalmadığını hissetti.


Seda’ya da bir şey soramıyordu çünkü “Neden zevk almıyorsun?” gibi bir soru sormak saçma olurdu.


Ya ona sen beceremiyorsun diye cevap verirse ne olacaktı!


Zorlandığını hissetmeye başladı. Aklına geldikçe içi sıkılıyordu.


Bu durum seks anına da yansımaya başladı.


Cinsel ilişki esnasında sıklıkla ereksiyon kaybetmeye başladı. Bu onu çok korkuttu.


Bunun üzerine ereksiyonunu uzun süre koruyamayacağı endişesiyle cinsel ilişkinin süresini kısaltmaya başladı.


Zamanla bu durum Seda’da sıkıntı yaratmaya başladı. Seda bu kadar kısa süren bir ilişki istemiyordu.


Memnuniyetsizliği yüzünden belli oluyordu. Bazen ofluyor, bazen kızıyordu Seda.


Hatta son zamanlarda onu bencillikle suçlamaya başlamıştı.


Oysaki Taner bencil değildi, tam aksine onu mutlu etmenin peşindeydi.


Taner ne yapacağını şaşırmıştı. Ne yapsa olmuyordu, onu memnun edemiyordu, bunu değiştirmenin de bir yolunu da bulamıyordu.


Ne yapabilirdi? Arkadaşlarına danışamazdı çünkü bu onun erkeklik gurunu incitirdi, üstelik mahrem de bir konu…


İnternette araştırmaya başladı. Ama hangi siteye girerse girsin,bir sürü saçma sapan hap, ilaç, sprey reklamıyla karşılaştı. Bunların bir çare olmadığını sadece geçici bir çözüm olduğunu biliyordu.


Sinirlendi ve bilgisayarı kapattı.


Offfff…


Aradan 3 gün geçmişti. Seda yine bir birliktelik isteyecekti. Taner o gecenin gelmesini istemiyordu.


Çünkü seks demek KAYGI demekti, seks demek BAŞARISIZLIK demekti, seks demek SUÇLANMAK demekti.

O gece yine ereksiyon olamayacaktı.


Ereksiyon olsa bile erken boşalacaktı.


Ve Seda’nın yüzünde yine o memnuniyetsiz ve sinirli ifadeyi görecekti…


Son zamanlarda bir de doktor belası çıktı başına.


Seda tutturdu mu tutturuyordu: “Doktora gideceksin ve bu erken boşalma mevzusunu çözeceksin, ilişkimiz mahvoluyor görmüyor musun?”


Taner çaresizdi. Özgüveni sıfıra inmişti. Kendisini ezik, başarısız ve işe yaramaz hissediyordu.


Gün geçtikçe içine kapandı. Sustu…


Yapacak tek bir şey kalmıştı.


Bütün bunları yaşamaktansa hiç seks yapmamak en iyisiydi. Taner bir daha Seda ile hiç birlikte olmadı…

Taner bunları anlattığında Seda hıçkıra hıçkıra ağladı.


Farkında olmadan Taner’e yaşattığı şeyler için çok ama çok üzüldü.


Taner’e sarıldı.


Ben seni çok seviyorum ve yatakta seninle birlikte olmaktan da çok mutluyum, dedi Seda.


Taner:  “Ben sadece seni mutlu etmek istedim ve bunun için çabaladım Seda” dedi ve birlikte ağlaştılar…


Gerçek şu ki Taner Seda’yı baştan çıkarmak ve varlığıyla zevkten ona adını unutturmak istiyordu.


Seda’nın aldığı zevkten adeta kontrolünü kaybetmesini ve tüm varlığıyla kendini ona adamasını istiyordu.


Çığlıkları yankılansın ve daha fazlasına dayanamayacak boyuta gelip “bu kadarı yeteeeer” diye Seda’nın ona yalvarmasını istiyordu.


Peki bu mümkün müydü?


Evet mümkündü.


Nasıl mı oldu?

>